About Me
- Turkey
- Joined over 9 years ago
- agriculture, agronomy, medical, food industry, pharmaceuticals
- SDL TRADOS, Passolo, MateCat, Trados Studio 2014, Trados 2011, MemSource Cloud
- ProZ.com | TranslatorsCafé
PhD degree on food science. My expertise spans food microbiology, engineering and chemistry, food and nutrition related medical and agricultural sciences. I have done significant amount of translation during my academic studies and have significant experience on food and medical sciences.
52
Translation Units
0
Term Concepts
Language Pairs
English to Turkish
Turkish to English
Top Fields of Expertise
music
medical
My Work
Sample Translation Music
Music Sample Translation
Source (Turkish) | Target (English) |
---|---|
Kültürel sermaye, insanların belli ortak değerler, davranışlar, pratikler vb. | Cultural capital, can be defined as "musical discourses and praxis" formed by gathering around some certain common values, behaviours and praxis and find symbolic meaning for its use as a tool for distinctness . |
Bu söylem ve pratikler, insanların "belli ortak değerler, davranışlar, pratikler vb. | These discourses and praxis build the milestones of the collectivitys' distinctness which people shape by gathering around some certain common values, behaviors and praxis. |
Kolektiviteler içerisinde yer alan bireyler, kültürel sermayeyi oluşturan unsurlarla kendi bütünlüklerinin geleneksel değer ve pratiklerini geliştirirler, kültürel sermayeyi oluşturan unsurları birbirleriyle paylaşırlar ve bu unsurların devamlılığını sağlarlar. | Individuals taking part in collectivities enhance their traditional values and praxis with the elements of the cultural capital, share them out and maintain their permanency. |
Kültürel sermayenin paylaşımı, müzik türeleri çevresinde bir araya gelen insanların oluşturdukları müzik scenelerinde de görülür. | Sharing the cultural capital, can also be seen in music scenes formed by people who gather around musical genres. |
Bu sermaye biçimi scene'i oluşturan gruplar ve sanatçılar, scene'e adını veren müzik türü üe ilgili tarihsel ve üsluba dayalı ayrıntılı bilgi ve scene kolektivitesinin farklılık unsurları olan görünümler, söylemler ve davranışlar hakkında bilgili ve 'görgülü' olmayı içerir. | This type of capital contain wisdom and experience on music bands and artists, detailed historical and performing related information on the music genre that denominate the scene, and views, discourses and behaviors that shape the distinctness of the scene collectivity. |
Bu çalışma, İzmir Extreme Metal Scene örneğinde, bir yerel scene'in üyelerinin, kendilerini içinde konumlandırdıkları müzik scene'ninin üyelerinin kültürel sermayesiyle girdikleri ilişkiyi açıklamayı amaçlar. | This study intends to explain the relationship between the members of a local scene and the cultural capital of the music scene in which the members locate themselves, in the case of Izmir Extreme Metal Scene. |
Çalışma öncelikle scene teorilerinden hareketle Extreme Metal Scene'i tanımlar ve Extreme Metal kolektivitesi içindeki üyelerin belli ortak değerler, davranışlar, pratikler vb. | The study, primarily describes the Extreme Metal Scene with reference to scene theory and determines the main cultural capital factors which the members of the scene use it for distinguishing themselves from rest of the society by gathering around some certain values, behaviors and praxis. |
Anahtar Kelimeler: Kültürel Sermaye, Extreme Metal Müzik, Extreme Metal Scene, Izmir Extreme Metal Scene. | Keywords: Cultural Capital, Extreme Metal Music, Extreme Metal Scene, Izmir Extreme Metal Scene . |
Sample Translation Music
Music Sample Translation
Source (English) | Target (Turkish) |
---|---|
The maintenance of tradition as a shared body of skills and knowledge therefore requires ustads and their disciples to be active links in the chain of musical transmission: at least three generations are held to be necessary for the chain to have structural integrity.1 Such a chain is called a silsila, a concept bor¬rowed from the Sufi tradition in which a master passes on his spiritual teachings to successive generations of disciples. | Dolayısıyla, geleneğin beceri ve bilgide vücut bularak korunması için üstad ve çırağının müzikal geçiş zinciri içerisinde aktif bağları olmaları gerekmektedir: zincirin yapısal bütünlüğünün korunabilmesi için en az üç nesil gerekli görülmektedir. |
An ustad's disciple is a sagird (pronounced shagird). | Bu kavram, ustanın ruhani öğretilerini başarılı çırak nesillerine devretmesine dayalı Sufi geleneğinden geçmiştir. |
There are functionally comparable Sanskrit terms for Hindu musicians and their students: a guru is a teacher, a sisya (pronounced shishya) is his disciple, and their chain of connection is the parampara. | Üstadın çırağına sagird (şagird diye telaffuz edilir) adı verilir. |
Stephen Slawek (2000:457-459) invites us to contemplate the deeply rooted spiritual legacy that exists in the ancient bond between guru and sisya, and the almost godlike status of the guru as musical mentor and guide. | Stephen Slawek (2000: 457-459) bizi, guru ve sisya ilişkisi arasındaki kadim bağa dayanan ve derin kökleri olan ruhani miras ve gurunun müzikal akıl hocası ve rehber olarak Tanrı benzeri konumu üzerinde düşünmeye davet etmektedir. |
As we shall see, the ustad-sagird relationship in India has borrowed certain customs from its Hindu counterpart just as it has done from Sufi practices. | Görüldüğü üzere, üstad-şakirt ilişkisi Hindu geleneklerinden olduğu kadar Sufi pratiklerinden de etkilenmiştir. |
Nevertheless, what both have in common, in an ideal sense, is a system where the master becomes the complete role model for the disciple not only in terms of the transmission of musical understanding and the technical means to perform it but also in terms of moral and ethical integrity, self-realization, vision, and personal depth. | Bu ilişki tam anlamıyla ele alındığında, iki geleneğin de ortak noktası, ustanın çırak için sadece müzikal edinim ve icraya yönelik teknik öğretiler değil; manevi ve etik bütünlük, farkındalık, vizyon ve kişisel derinlik için de tam bir rol model haline gelmesidir. |
Most would agree that individuals capable of revealing the musical-spiritual path are rare. | Birçok kişi müzikal-ruhani yollarını açığa çıkarabilen bireylerin ender oluşu konusunda hemfikirdir. |
Perhaps the most elegant example has been pro¬vided by Jean During, whose study of Ostad Elahi (ostad reflects the Persian pronunciation) reveals an exemplary human being and master of the Kurdish tanbour whose music became a vehicle for discovering mystical truths and at¬taining divine love (During 2003). | Bu konuya ilişkin belki de en güzel örneği, müziği ile mistik gerçeklere ve ilahi aşka ulaşmak için aracı olan, Kürt tamburu ustası ve örnek bir insan olan Ostad Elahi (ostad Farsça telafuzudur) üzerine çalışan Jean During vermiştir (During, 2003). |
Sample Translation Medical
Medical Sample Translation
Source (English) | Target (Turkish) |
---|---|
Background: It is hypothesized that high ambient noise in the emergency department (ED) adversely affects the ability of the examiner to hear heart and lung sounds. | eden sağlık personelinin kalp atışlarını ve akciğer seslerini sağlıklı şekilde duymalarına engel olarak AS Birimini olumsuz etkilediği öne sürülmektedir. |
Objective: To determine the ability of various examiners to hear heart tones and lung sounds at the high end of loudness typically found in the ED setting. | Amaç: Muayene yapan çeşitli sağlık personeUerinin, AS'te tipik olarak görülen en yüksek gürültü seviyelerinde kalp atışlarını ve akciğer seslerini duyabilme yeteneklerini tespit etmek. |
Methods: The study was divided into two parts. | Metot: Çalışma iki kışıma ayrılmıştır. |
First, sound levels in the ED were measured over various times during the months of January through June 2001, using a sound level monitor. | İlk olarak, AS'teki ses seviyeleri, 2001 yılının Ocak ayından Haziran ayına kadar, çeşitli zamanlarda ses seviyesi monitörleri kullanılarak ölçülmüştür. |
The second part of the study was the determination of the ability to hear heart and lung sounds on a young healthy volunteer using the same Littmann lightweight stethoscope at a predetermined ambient noise level of 90 dB. | Çalışmanın ikinci kısmında, Genç, gönüllü sağlıklı sağlık personellerinin, kalp ve akciğer seslerini, her seferinde aynı Littman hafif ağırlıklı stetoskopu kullanılarak, önceden belirlenen 90 desibel (dB) gürültü seviyesinde duyulabilme yetenekleri tespit edilmiştir. |
The results were entered into a database and analyzed using SPSS version 10 (Chicago, IL). | Sonuçlar, bir veritabananına kaydedilerek, SPSS versiyon 10 kullanılarak analiz edilmişlerdir (Chicago, IL) Tanımlayıcı istatistikler, varyans analizi, frekanslar ve ^ korelasyon değerleri bu program kullanılarak hesaplanmıştır. |
Results: Two hundred five sound measurements were taken in the ED during the study period in three locations at various hours. | Bulgular: AS'te, üç farklı lokasyonda, çeşitli saatlerde, iki yüz elli ses ölçümü yapılmıştır.Hemşire masasında gürültü seviyesi, minimum 45.00 dB ve maksimum 70.00 dB olmak üzere, ortalama 57.60 dB tespit edilmiştir. |
Four of the 104 test subjects (3.8%) were unable to hear the heart tones, and nine of the 104 (8.7%) were unable to hear the lung sounds. | 104 denekten dördü (%3.8) kalp atışlarını , 9'u ise (% 8.7) akciğer seslerini duyamamışlardır. |
Fifty percent (27 of 54) of the test subjects reported diminished lung sounds and eight of 15 (53.3%) reported diminished heart sounds. | Deneklerin % 50'si (54'de 27 tanesi) düşük seviyede akciğer sesi, 8 taneden 15 tanesi (% 53.3) düşük seviyede kalp sesleri duyduğunu bildirmişlerdir. |
No significant difference was found between hearing heart sounds and years of experience, age, professional position, and quality of the sound. | Tecrübe süresi, yaş, profesyonel mevki ve ses kalitesinin, kalp seslerini duyma üzerine üzerine etkisinde önemli bir fark bulunmadığı tespit edilmiştir. |
Significant differences were found between hearing lung sounds and years of experience and professional position, but not with age, gender, and sound quality. | İstatistiksel olarak önemli farklılıklar, akciğer seslerini duyma ile tecrübe süresi ve profesyonel mevki arasında önemli bulunmuş, yaş, cinsiyet ve ses kalitesi arasında önemli bulunmamıştır. |
Conclusions: This study demonstrated that most of the tested examiners have the ability to hear heart and lung sounds at the extreme of loudness found in one ED. | Sonuçlar: Bu çalışma, çalışmada test edilen sağlık personelinin çoğunun, bir Acil Servis biriminde görülen aşın gürültüde kalp ve akciğer seslerini duyabildiklerini ortaya koymuştur. |
Key words: sound level; heart and lung sounds; emergency department; noise. | Anahtar Kelimeler: ses seviyesi, kalp ve akciğer sesleri, acil servis, gürültü. |
Sample Translation Music
Music Sample Translation
Source (English) | Target (Turkish) |
---|---|
Let me start with the katajjait of the Inuit. | Inuitlerin katajjaiti ile söze başlayalım. |
What do we hear while listening to one of them? | limitlerden birini dinlerken ne duyarız? |
Mainly two strings of homogenous sounds: one string of low sounds (the so-called throat-sounds) and a string of higher sounds. | Temelde iki dizi homojen ses: ilk katman pes sesler (diğer bir deyişle boğaz sesleri), ikinci katman tiz seslerden oluşur. |
We also hear the constant use of inhaled and exhaled sounds which create what can be called a "panting style." | Eş zamanlı olarak ise "kesik kesik soluma tekniğini" oluşturan, sürekli olarak nefes alınarak ve verilerek çıkarılan sesler duyulur.Pes katmanın boğaz sesi, Hudson Körfezi'nin batı yakasındaki oyunlara her zaman benzemez (Nattiez ve ark., 1989). |
Seen in a circumpolar perspective, the main feature common to the three cultures under consideration is basically the panting style, but the throat-sound remains of paramount importance. | Kutup çevresi göz önüne alınarak ele alınan üç kültürdeki ortak özellik, temelde, kesik kesik soluma tekniğidir ancak boğaz sesi büyük önem taşır. |
After analyzing carefully the katajjait, we may establish that the motif is the basic construction unit of a katajjaq. | Katajjait dikkatlice incelenirse motifin, katajjagm temelleni oluşturan birim olduğu anlaşılır. |
It is made of a morpheme, a particular rhythm, an intonation contour, a pattern of voiced and voiceless sounds, a pattern of sounds inhaled and exhaled. | Motif, morfemden, belirli bir ritimden, entonasyon konturundan, titreşimli ve titreşimsiz ses kalıbından ve nefes alma ve verme seslerinden oluşan bir kalıptan meydana gelir. |
This last feature is what allows us to speak of "panting style" (for a more detailed description, see Nattiez 1983a). | Bu son özellik ile "kesik kesik soluk alma tekniğinden bahsedilir (aynntıh bilgi için bkz. Nattiez 1983a). |
Each of the low sounds and each of the high sounds are emitted alternatively by each woman. | Her bir pes ve tiz ses, kadınlar arasında karşılıklı değişilerek çıkarılır. |
Most of the time, the motif of the second voice is identical to the motif of the first voice, but occasionally, it is completely different. | Çoğu zaman ikinci sesin motifi ile birinci sesin motifi birebir aynıdır, ancak nadiren tamamen farklıdır. |
In the frequent situation where the second voice imitates the first one, the global effect results from the superimposition of both voices which are canonically crossdephased. | ikinci sesin birinci sesi taklit ettiği yaygın durumda, ana etki, kanonik olarak çapraz geçişli seslerin sürempresyonundan (üst üste binmesinden) kaynaklanır. |
So, at the very moment when one woman produces a low sound, the other woman produces a high one. | Bu durumda, bir kadının pes ses verdiği anda diğer kadın tiz ses verir. |
Hence the feeling of hearing two strings of homogenous sounds, the lower and the higher ones. | Böylelikle, pes ve tiz, iki homojen ses katmanı duyma hissi oluşur. |
" This motif of the vocal games is repeated a certain number of times, and the concatenation of these motifs creates a kind of phrase. | ? Bu vokal oyunlardan oluşan motif belirli bir sayıda tekrarlanır ve bu motiflerin ard arda birleştirilmesi ile bir çeşit ifade oluşur. |
But a second motif may occur, which, through repetition, creates a second phrase, etc. | Ancak ikinci bir motif de oluşabilir ve bu motif tekrarlama ile ikinci bir ifade oluşturur vb. |
Very often, at the end of these productions, we hear the performers laugh. | Sıkça bu icraların sonunda icracının güldüğünü duyarız. |
Why? | Neden? |
Sample Translation Music
Music Sample Translation
Source (Turkish) | Target (English) |
---|---|
Punk hareketinin bu farklılaşmasında ana itkiyi, Rock gruplarının bağlı oldukları büyük şirketlerin, kapitalist endüstrisinin parçası olarak kabul edilmeleri oluşturur. | The main impulsion of this differentiation is the consideration of major (record) companies which Rock bands are signed to, as a part of the capitalist industry. |
Kapitalizmin hiçbir unsuruna ihtiyaç duymaksızın kendi işlerini halledebileceklerine inanan Punklar, albüm yapmayı da tamamen kendi imkanlarıyla kotarabileceklerini düşünürler. | Punks, needing no elements of capitalism for managing their business, also believe and think that they can make records with their own means. |
Böylelikle bir albüm yapma süreci dahil olmak üzere, müzik yapmaya ve müzik işine ilişkin tüm süreci, kendileri yapmayı tercih ederler. | For that matter, they prefer to manage all process making music and music business, including making a record. |
"Kendin yap!" mantığının da temelini oluşturan bu tercih, bugün bağımsız müzik ya da indie müzik olarak bilinen üretim ve dağıtım biçiminin de başlangıcı olur. | This choice, which is also the roots of the "do it yourself!" mentality, is the beginning of the production and distrubition form, today known as independent music or indie music. |
Bağımsız müzik olarak adlandırılan pratik, tüm popüler müzik scenelerinde geçerli bir uygulama halini alır. | Praxis known as indie music, becomes effective in all popular music scenes. |
Müzisyenler ve gruplar, bağımsız müzik pratiklerini kendi başlarına yaparken, imkanlarını bağımsız müzik yapan müzisyenlere tahsis eden kimi şirket ya da 'kolektiviteler'in aracılık işlevini de kullanabilirler. | Musicians and bands, while making their indie praxis by themselves, may use the mediating function of some companies or collectivities which allocate their means to indie |
Turkey
Available Today
December 2024
Sun. | Mon. | Tues. | Wed. | Thurs. | Fri. | Sat. |
---|---|---|---|---|---|---|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
7
|
8
|
9
|
10
|
11
|
12
|
13
|
14
|
15
|
16
|
17
|
18
|
19
|
20
|
21
|
22
|
23
|
24
|
25
|
26
|
27
|
28
|
29
|
30
|
31
|
1
|
2
|
3
|
4
|
Recent Activity
Loaded 17 translation units
in the fields of the katajjaq of the inuit, art/literary and music
Language pair: English to Turkish
Jul 22, 2015
Loaded 13 translation units
in the fields of noise in ed environment, medical and medical: health care
Language pair: English to Turkish
Jul 22, 2015
Loaded 8 translation units
in the fields of cultural capıtal in extreme metal scene, art/literary and music
Language pair: Turkish to English
Jul 22, 2015
Loaded 6 translation units
in the fields of “do it yourself!”: a case study on indie music praxis, art/literary and music
Language pair: Turkish to English
Jul 22, 2015
Loaded 8 translation units
in the fields of working with masters, art/literary and music
Language pair: English to Turkish
Jul 22, 2015