Human rights or civil liberties form a crucial part of a country's constitution and govern the rights of the individual against the state. |
İnsan hakları veya sivil özgürlükler bir ülkenin anayasasının önemli bir parçasını oluşturur ve bireylerin devlete karşı haklarını yönetir. |
Most jurisdictions, like the United States and France, have a codified constitution, with a bill of rights. |
Çoğu yargı, örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'daki gibi, içinde insan hakları beyannamesi olan bir yazılı anayasaya sahiptir |
A recent example is the Charter of Fundamental Rights of the European Union which was intended to be included in the Treaty establishing a Constitution for Europe, that failed to be ratified. |
Yakın bir örnek, Avrupa Birliği Anayasası'na dahil edilmek istenilen ve onaylanamayan Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'dir. |
Perhaps the most important example is the Universal Declaration of Human Rights under the UN Charter. |
Belki de en önemli örnek Birleşmiş Milletlerler insan hakları evrensel beyannamesidir |
These are intended to ensure basic political, social and economic standards that a nation state, or intergovernmental body is obliged to provide to its citizens but many do include its governments. |
Bunlar bir ulus devletin veya hükümetlerarası organların vatandaşlarına sağlamakla yükümlü olduğu ama çoğunun hükümetlerini de dahil ettiği temel politik, sosyal ve ekonomik standartların garantiye alınmasını amaçlamıştır. |
Some countries like the United Kingdom have no entrenched document setting out fundamental rights; in those jurisdictions the constitution is composed of statute, case law and convention. |
Birleşik Krallık gibi bazı ülkeler temel hakları belirleyen sağlam dokumanlara sahip değildir; bu yargı sistemlerinde anayasa mevzuat, açtihat ve anlaşmadan oluşur. |
A case named Entick v. Carrington is a constitutional principle deriving from the common law. |
Entick v. Carrington isimli dava Anglo Sakson hukuk sisteminden elde edilen anayasal bir prensiptir. |
John Entick's house was searched and ransacked by Sherriff Carrington. |
John Entick'in evi Şerif Carrington tarafından arandı ve dikkatle gözden geçirildi. |
Carrington argued that a warrant from a Government minister, the Earl of Halifax was valid authority, even though there was no statutory provision or court order for it. |
Carrington yasal bir hüküm veya mahkeme kararı olmamasına rağmen bir hükümet bakanı olaran Halifax Emiri'nden alınan yetki belgesinin yetkili makam olduğunu savundu. |
The court, led by Lord Camden stated that, |
Lord Camden tarafından yönetilen mahkeme beyan etti ki, |
"The great end, for which men entered into society, was to secure their property. That right is preserved sacred and incommunicable in all instances, where it has not been taken away or abridged by some public law for the good of the whole. By the laws of England, every invasion of private property, be it ever so minute, is a trespass... If no excuse can be found or produced, the silence of the books is an authority against the defendant, and the plaintiff must have judgment." |
İnsanları toplumlara girmekteki büyük amacı, mülkiyetlerini güvenceye almaktır. Bu hak kamu hukukuyla kamu yararına elden alınmadıkça veya kısıtlanmadıkça kutsadır ve mutlak olarak korunur. İngiltere hukukunda, özel mülkiyete yapılmış her ihlal, bir dakikalığına dahi olsa, mülke izinsiz girmektir... Şayet hiçbir gerekçe bulunamaz ve üretilemezse, kitapların sessizliği davalı aleyhine hükümdür ve karar davacıdan yana olmalıdır. |