O mnie
- United Kingdom
- Dołączył 10 miesięcy temu
- engineering, technical, law (contracts)
Język ojczysty:
Turkish
125
Jednostki tłumaczeniowe
0
Terminy
Główne dziedziny specjalizacji
food
food industry
science
Moje dokumenty
Przykładowe tłumaczenie Food
Science Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (English) | Tekst docelowy (Turkish) |
---|---|
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Of course, it doesn't mean we should save ourselves from the flavor enhancing powers of marinades. | Elbette bu, marinenin lezzet arttırıcı etkisinden kendimizi mahrum bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. |
Basically what it does is soften the texture of the meat or vegetables you are marinating and usually adds infused flavors into the food. | Temel olarak, marine ettiğiniz etin ya da sebzelerin dokusunu yumuşatır ve genellikle yemeğe tat katar. |
In this case, sos means: 'Seasoning Oil-Something' that is oil/fat or spice such as salt and pepper. | Bu durumda, sos " Seasoning Oil-Something (Çeşni Sıvı Yağ-Başka Malzeme)" yani sıvı yağ/katı yağ ya da tuz ve karabiber gibi baharatlar anlamına gelmektir. |
The thing about marinades, unlike brines, is that typically the flavor is concentrated on the surface of the food source. | Salamuranın aksine, marinede tipik olarak aroma yiyeceğin yüzeyinde yoğunlaşır. |
It works on the principles of how acids denature or breakdown proteins, resulting in a more tender texture. | Asitlerin proteinlerin yapısını değiştirmesi ya da parçalaması esasıyla çalışmakta olup daha yumuşak bir dokuya neden olur. |
Moje doświadczenie
Doświadczenie
12 lat(a).
Wykształcenie
- 2024 MA/MS w Queen's University Belfast
- 2011 BA w Çankaya Üniversitesi
United Kingdom
niedostępny/a Dzisiaj
November 2024
Sun. | Mon. | Tues. | Wed. | Thurs. | Fri. | Sat. |
---|---|---|---|---|---|---|
27
|
28
|
29
|
30
|
31
|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
7
|
8
|
9
|
10
|
11
|
12
|
13
|
14
|
15
|
16
|
17
|
18
|
19
|
20
|
21
|
22
|
23
|
24
|
25
|
26
|
27
|
28
|
29
|
30
|
Ostatnia aktywność
Przetłumaczył(a) 125 jednostek/ki tłumaczeniowych/e
z dziedzin: science, food industry and food
Para językowa: English - Turkish
Jan 16, 2024