The Lord of the Flies contains many examples of symbolism which Golding has incorporated to show a deeper level to the main, mostly straightforward, storyline that reveals his thoughts on the nature of humanity and evil. |
Sineklerin Tanrısı, Golding'in, insanlığın ve kötülüğün doğası üzerine düşüncelerini açığa vuran ve çoğunlukta dolambaçsız olan ana olay örgüsüne daha derin bir seviye getirmek için eklediği birçok sembolizm örneği içerir. |
Below are some of the main symbols used in the book, but there are plenty more for you to discover yourself. |
Aşağıda kitapta kullanılan temel sembollerden bazılarını bulabilirsiniz, sizin keşfetmenizi bekleyen daha birçokları da vardır. |
Among such symbols may be included such small or natural seeming events like the coral reef, (Submarine warfare, surrounding of Britain by German U-boats?) or the "great fire", which may represent the first world war, ("We shall never commit to this savagery again"). |
Bu sembollerin arasında mercan kayalıkları gibi küçük veya doğal görünen olaylar (Denizaltı savaşları, Britanya'nın Alman U-botları tarafından kuşatılması?), veya birinci dünya savaşını temsil ettiğini düşünebileceğimiz "büyük yangın" ("Bir daha asla böyle bir vahşete kalkışmayacağız") sayılabilir. |
Blood is another symbol Golding uses extensively, although what he uses it for is open to interpretation. |
Kan, Golding'in yoğun olarak kullandığı bir başka semboldür, bununla birlikte onu ne amaçla kullandığı yoruma açıktır. |
The different styles of leadership shown by Jack and Ralph symbolize democracy and dictatorship, much like as depicted in George Orwell's Animal Farm where he used pigs to symbolize the USSR's communist leaders. |
Jack ve Ralph tarafından gösterilen farklı liderlik tarzları demokrasi ve diktatörlüğü simgelemektedir, tıpkı George Orwell'in SSCB'nin komünist liderlerini simgeleyen domuzları kullandığı Hayvan Çiftliği'nde betimlendiği gibi. |
The imaginary beast that frightens all the boys stands for the primal instinct of savagery that exists within all human beings. |
Tüm çocukları korkutan hayali yaratık, tüm insanların içinde var olan ilkel şiddet dürtüsünü temsil etmektedir. |
The boys are afraid of the beast, but only Simon reaches the realization that they fear the beast because it exists within each of them. |
Çocuklar yaratıktan korkarlar fakat yalnızca Simon yaratıktan korkmalarının sebebinin onun hepsinin içinde var olması olduğunun farkına varır. |
As the boys grow more savage, their belief in the beast grows stronger. |
Çocuklar vahşileştikçe yaratığa olan inançları da güçlenir. |
By the end of the novel, the boys are leaving it sacrifices and treating it as a totemic god. |
Romanın sonunda, çocuklar ona kurbanlar bırakmakta ve ona ongunsal bir tanrıymış gibi davranmaktadır. |
The boys’ behavior is what brings the beast into existence, so the more savagely the boys act, the more real the beast seems to become. |
Çocukların davranışları yaratığı var eden şeydir, dolayısıyla çocuklar daha vahşice davrandıkça yaratık da daha gerçek görünmeye başlar. |
The boys "become" the beast when they kill Simon. |
Simon'ı öldürdüklerinde, çocuklar yaratık "olurlar". |
Golding describes the savages' behavior as animal like; the savages dropped their spears (man's tool) and "screamed, struck, bit, tore. There were no words, and no movements but the tearing of teeth and claws." |
Golding vahşilerin davranışlarını hayvansı olarak betimler, vahşiler mızraklarını bıraktı (insanın aleti) ve "çığlık attı, vurdu, ısırdı, kopardı. Dişlerin ve pençelerin parçalaması dışında söz veya hareket yoktu." |