Moje dokumenty
Przykładowe tłumaczenie Other
Other Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (Turkish) | Tekst docelowy (English) |
---|---|
Halfeti’nin 3000 yıllık tarihi geçmişi vardır ve bu süre boyunca Hurriler'den Medler'e, Medler'den Asurlular'a, Asurlular'dan Persler'e, bunlardan da Roma, Sasani, Emevi, Abbasi, Memluk ve Osmanlılar'a kadar birçok devletin ya da imparatorluğun egemenliğine girmiştir. | Halfeti has a history of 3000 years, and during this period, it has come under the sovereignty of many states or empires, from the Hurrians to Medes, from the Medes to Assyrians, from the Assyrians to Persians, and then to the Romans, Sasanians, Umayyads, Abbasids, Mamluks and Ottomans. |
Halfeti'nin milattan önceki tarihine ilişkin bilgilerimiz sınırlıdır, çünkü gerekli kazı çalışmaları yapılmadan ve geçmişine ait birçok bilgiye ulaşılmadan sular altında kalmıştır. | Our knowledge related to the history of Halfeti B. C. is limited, because it remained under water before the necessary excavation work was done and much information related to its history was reached. |
Ciddi anlamda, bir Amerikan ekibi tarafından Fırat Havzası'nda, Kargamış'tan Halfeti'ye kadar uzanan alanda arkeolojik bir yüzey araştırması yapıldığı belirlenmiştir. | It was determined that a serious archaeological research was conducted by an American team in the Euphrates Basin, on a land extending from Carchemish to Halfeti. |
Yürütülen bu yüzey araştırmasında, Fırat Vadisi’nin Halfeti kesiminde üç küçük yerleşim saptanmıştır. | In this research, three small settlements were found in the Halfeti part of the Euphrates Valley. |
Bu yerleşimlerden Kale Meydanı'nda Eski Tunç Çağı IV ve Ortaçağ, Karaçali'de Eski Tunç Çağı IV, Ören Bahçe'de Genç Roma dönemlerine ait seramik parçalar bulunmuştur. | Of these settlements, ceramic pieces belonging to the Early Bronze Age IV and Medieval Age in Kale Meydani, the Early Bronze Age IV in Karacali, and the Early Roman periods in Oren Bahce were found. |
MÖ 2000’de Hurri-Mitannilerin, MÖ 1000’de ise Aramilerin, Akamenidlerin ve Selevkosların egemenliği altına girmiştir. | Building remains from the Roman period have been found in the excavations carried out in Sultantepe. |
MÖ 855 yılında Asur kralı III. | It came under the rule of Hurrian-Mitannis in 2000 B. C. |
Salmanassar tarafından zapt edildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. | , and the Aramaics, Achaemenids and Seleucids in 1000 B. C. It bore the name Shitamrat when it was captured by the Assyrian King Shalmaneser III in 855 B. C. The Greeks changed the name and made it Urima. |
MÖ 612'de Babillerin sınırları içerisinde kalmıştır. | It remained within the borders of the Babylonians in 612 B. C. Then the Medes and Persians dominated the region, and Birecik came under the rule of the kingdom of Macedonia together with the Urfa region after Alexander the Great gave an end to the Persian domination of Anatolia in 332 B. C. |
Przykładowe tłumaczenie Social Sciences
Social Sciences Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (English) | Tekst docelowy (Turkish) |
---|---|
So great is the current interest in biography, not only amongst general readers but also amongst academics working in a number of different disciplines, that many scholars now talk of a ‘biographical turn’ in the humanities and social sciences. | Günümüzde biyografiye duyulan ilgi yalnızca genel okuyucular arasında değil, farklı disiplinlerde çalışan akademisyenler arasında da o kadar büyüktür ki, birçok bilim adamı beşeri ve sosyal bilimlerde artık ”biyografik bir dönüş”ten söz etmektedir. |
The ‘turn’ that they describe involves a new preoccupation with individual lives and stories as a way of understanding both contemporary societies and the whole process of social and historical change. | Tanımladıkları ”dönüş” hem çağdaş toplumları, hem de toplumsal ve tarihsel değişimle ilgili tüm süreci anlamanın bir yolu olarak, bireysel yaşamlar ve öykülerle yeni bir uğraşı içerir. |
Biography has long been seen as part of history and as a way to enliven it by rendering the past ‘more human, more vivid, more intimate, more accessible, more connected to ourselves’. | Biyografi, uzun süre, geçmişi ”daha insancıl, daha canlı, daha samimi, daha erişilebilir ve kendimize daha bağlı” kılarak, tarihin bir parçası ve onu canlandırmanın bir yolu olarak görülmüştür. |
But its narrative form and its concern with individuals has often resulted in its relegation to the margins of historical study while political institutions or social and economic structures occupy the centre. | Ancak, siyasi kurumlar ya da toplumsal ve ekonomik yapılar merkezi işgal ederken, biyografinin anlatı biçimi ve bireylere olan ilgisi, bu türün çoğunlukla tarih çalışmalarının sınırlarına sürülmesine neden olmuştur. |
Now, however, biography is coming to occupy more of this centre ground as it is seen to offer ways of throwing new light on a range of different historical periods and problems and of bringing individuals and groups who had previously been ignored into the framework of historical analysis. | Ancak şimdi, biyografi, bir dizi farklı tarihsel dönem ve soruna yeni bir ışık tutmanın ve daha önce ihmal edilmiş olan bireyleri ve grupları tarihsel analiz çerçevesine dahil etmenin yollarını sunduğu görüldüğü için, daha merkezi bir konum işgal etmeye başlamaktadır. |
For some, the most important contribution of biography to history is the insight that it offers into the lives and thought of significant individuals. | Bazıları için, biyografinin tarihe en önemli katkısı, önemli kişilerin yaşamlarına ve düşüncelerine dair sunduğu kavrayıştır. |
It serves to remind us, Arthur M. Schlesinger argues, that political leaders, including American presidents, are not supermen but human beings, ‘worrying about decisions, attending to wives and children, juggling balls in the air, and putting on their pants one leg at a time’. | Arthur M. Schlesinger, Amerikan başkanları da dahil olmak üzere, siyasi liderlerin süpermen değil, yalnızca ”kararlar hakkında endişelenen, eşleri ve çocuklarıyla ilgilenen, aynı anda pek çok işi birden yapan ve herkes gibi” insanlar olduğunu savunmaktadır. |
But for others, including social, feminist and some post-colonial historians, it is not the light shed on the lives of powerful individuals which is most important, but rather what can be learnt from the lives of less-exalted and ordinary people. | Ancak, sosyal, feminist ve bazı post-kolonyel tarihçiler de dahil olmak üzere, diğerleri için en önemli olan şey, güçlü bireylerin yaşamlarına tutulan ışıktan çok, o kadar yüceltilmeyen sıradan insanların yaşamlarından ne öğrenilebileceğidir. |
Detailed study of the lives of individuals and of families and other groups offers extraordinary insights into the ways in which particular institutions and events and larger-scale social, economic and political developments were felt, experienced and understood by those who lived through them. | Bireylerin, ailelerin ve diğer grupların yaşamlarının ayrıntılı incelemesi, belirli kurumların, olayların ve daha büyük ölçekli toplumsal, ekonomik ve siyasi gelişmelerin, bunları yaşayanlar tarafından hissedilme, deneyimlenme ve anlaşılma yollarına dair olağanüstü kavrayışlar sunar. |
A biographical approach in history, as in the social sciences, thus offers an important addition to the understanding of general developments by providing a way of accessing subjective understanding and experience. | Böylece, tarihte biyografik bir yaklaşım, sosyal bilimlerde olduğu gibi, öznel anlayış ve deneyime bir erişim yolu sağlayarak, genel gelişmelerin anlaşılmasına önemli bir katkı sunar. |
Przykładowe tłumaczenie Social Sciences
Social Sciences Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (Turkish) | Tekst docelowy (English) |
---|---|
2.1. | 2.1. |
Araştırmanın Amacı | Purpose of the Study |
Ortak hedefleri sağlamak amacıyla aktörlerin işbirliği halinde ve etkin şekilde ortak hareket etmesini sağlayan; güven, sosyal normlar ve ağlar gibi sosyal örgütlenmenin özelliklerinden oluşan sosyal sermaye bu yönleriyle kalkınmanın temel dinamikleri arasında bulunmaktadır. | The social capital providing the common activity of the actors in collaboration and effectively in order to ensure the common goals, and consisting of the features of social organization such as trust, social norms and networks, is among the basic dynamics of development regarding these aspects. |
Bu çalışma ile Diyarbakır ilindeki yatırımcıların diğer yatırımcılara, ortaklarına, çalışanlarına, yakınlarına, bölge halkına ve kamu kurumlarına olan güven seviyesi ve güvene dayalı iş yapabilme potansiyeli araştırılmış, yatırımcıların sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları ve diğer yatırımcılarla kollektif iş yapabilme yeteneğinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. | In this study, the trust level of the investors in the province of Diyarbakir to the other investors, their partners, employees, relatives, local communities and public institutions, and their potential to do work based on trust are analyzed, and the determination of the capability of the investors to make a collective work with civil society organizations, public institutions and other investors is aimed. |
Yatırımcıların kendi çıkarlarının dışında toplumun ve diğer yatırımcıların çıkarlarına yönelik fayda sağlamak noktasındaki gayreti ölçülmüştür. | The effort of the investors at the point of supplying benefit for the interests of society and other investors other than their own interests is measured. |
Yatırımcılar arasında işbirliğini kolaylaştıran paylaşılan değerler ve karşılıklılık normlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. | The determination of shared values and the norms of reciprocity that facilitate the collaboration between investors is aimed. |
Güven, ağ ve norm temeline dayanan sosyal sermaye seviyesinin tespit edilmesinden sonra bu seviyenin iyileştirilmesine ve bu yolla kalkınmaya katkı sağlamak üzere politika önermeleri sunmak araştırmanın amacını oluşturmaktadır. | After the determination of the level of social capital based on trust, network and norm, the aim of the study is to provide policy recommendations in order to contribute to the improvement of this level and in this way, to development. |
2.2.Literatür Taraması | Literature Review |
Ronald Inglehart ve arkadaşlarının (1981), 43 ülke üzerinde uyguladıkları Dünya Değerleri Anketi’nde kültürel faktörlerin ekonomik ve siyasi gelişmedeki rolü ölçülmeye çalışılmıştır. | In the World Values Survey held by Ronald Inglehart et al (1981) in 43 countries, the role of the cultural factors on economic and political development was tried to be measured. |
Bu ankette insanların güven düzeyi ile topluluklara katılım oranları dikkate alınmış ve sosyal sermaye ile ilişkilendirilmiştir. | In this survey, the trust level and participation rates of the people into communities were considered, and associated with social capital. |
Knack ve Keefer (1997), benzer çalışmayı 29 ülke için uygulayarak genel güven düzeyini ve sosyal sermaye seviyesini ölçmeye çalışmışlardır. | Knack and Keefer (1997) held a similar study for 29 countries and tried to measure the general level of trust and the level of social capital. |
Onyx ve Bullen (1997), çalışmalarında Avustralya kıtasında bulunan beş toplum üzerinde, toplum kuruluşlarının sosyal sermaye düzeylerinin ölçülmesi ve ülkelerin sivil toplumu yaratma çalışmalarındaki etkisini görmek üzere uygulamaya yer vermişlerdir. | Onyx and Bullen (1997) have made a similar study on five communities in the continent of Australia for the measurement of the social capital levels of society organizations and to see its effect on the efforts of the countries to create civil society. |
Sosyal sermaye ile ilişkili sekiz alan belirlenerek yerel yönetime katılım, sosyal ağlardaki aktiflik, güven duygusu, komşuluk ilişkileri, aile ve arkadaşlık ilişkileri, farklılıklara karşı tolerans gösterme, yaşam değerleri ve iş ilişkileri toplumun devlet ve yönetim kurumları, aile ve iş dünyası ile etkileşim kalitesi ölçülmeye çalışılmıştır. | Eight areas related to social capital are identified, and participation in local governance, activity in social networks, sense of security, relations with neighbors, family and peer relationships, tolerance to diversity, life values and business relationships, the state and management institutions of society, and the interaction quality with family and business life were tried to be measured. |
Przykładowe tłumaczenie Medical
Medical Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (Turkish) | Tekst docelowy (English) |
---|---|
Yirmi dört yaşındaki bayan hasta, aniden başlayan boynunda istemsiz olarak arkaya doğru kasılma, gözlerin yukarı doğru kayması ve kollarda kasılma şikâyeti ile Özel BSK Kütahya Anadolu Hastanesi acil polikliniğine getiril di. | The twenty-four-year-old female patient was brought to the emergency department of the Private BSK Kutahya Anadolu Hospital with the complaints of sudden onset involuntary contraction of the neck to the back, upward shift of eyes, and contraction of the arms. |
Hastanın hikâyesinden, iki gün önce ateş, ishal, bulantı ve kusma şikâyeti ile Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine başvurduğu ve yapılan tetkiklerde gaita mikroskobisinde Entameoba histolytica trofozoitleri görülmesi üzerine hastaya metronidazol, metoklopramid (30 mg/gün) ve intravenöz sıvı tedavisi verildiği öğrenildi. | It was learned from the patient’s story that she had applied to the outpatient clinic of Infectious Diseases two days before with the complaints of fever, diarrhea, nausea, and vomiting, and metronidazole, metoclopramide (30 mg/day) and intravenous fluid therapy were given to the patient upon observation of Entameoba histolytica trophozoites in the stool microscopy in the medical tests made. |
Hastanın yapılan fizik muayenesinde genel durumu orta derecede iyi, ateş 37,4ºC, kan basıncı 110/70 mmHg, nabız 94/dk, solunum sayısı 18/dk idi. | In the patient’s physical examination made, her general condition was moderately good, fever 37.4°C, blood pressure 110/70 mmHg, heart rate 94/min, and respiratory rate 18/min. |
Nörolojik muayenede bilinç açık, huzursuz, koopere ve oryante idi. | In the neurological examination, she was conscious, restless, cooperative and oriented. |
Pupiller izokorik, direkt ve endirekt ışık refleksleri alınıyordu, okülerjik kriz nedeniyle göz hareketleri değerlendirilemedi. | Pupillary isochoric, direct and indirect light reflexes were received, the eye movements could not be evaluated due to oculogyric crisis. |
Motor muayenesi normaldi. | The motor examination was normal. |
Kas tonusu normaldi ve rijidite saptanmadı. | The muscle tone was normal, and rigidity was not found. |
Derin tendon refleksleri dört ekstremitede eşit ve normoaktif idi. | Deep tendon reflexes were equal and normoactive in the four extremities. |
Duyu ve serebellar sistem muayenesi doğal idi. | The sensory and cerebellar system examinations were natural. |
Ekstrapiramidal sistem muayenesinde ise tortikolis, kollarda distonik hareketler ve okülerjik kriz saptandı. | And in the examination of the extrapyramidal system, torticollis, dystonic movements in the arms, and oculogyric crisis were detected. |
Hastanın diğer sistem muayeneleri normal olarak değerlendirildi. | The patient's other system examinations were evaluated within normal limits. |
Laboratuar incelemelerinde, tam kan sayımı ve biyokimyasal değerlerde herhangi bir anormallik tespit edilemedi. | In the laboratory examinations, no abnormality could not be determined in the complete blood count and biochemical parameters. |
Hastanın şikâyetlerinin ani başlaması ve daha önce benzer şikâyetinin olmaması nedeniyle ADR’nin kullanmakta olduğu metoklopramide bağlı olarak geliştiği düşünüldü. | Due to the sudden onset of the patient’s complaints and lack of similar complaints before, it was thought that ADR had developed due to the metoclopramide she had been using. |
Bu nedenle metoklopramid tedavisi kesilerek, hastaya 5 mg biperiden intramusküler yapıldı. | Therefore, the metoclopramide therapy was stopped, and 5 mg biperiden was injected to the patient intramuscularly. |
Semptomların enjeksiyon sonrası yaklaşık bir saat içinde dramatik olarak kaybolduğu gözlendi. | It was observed that the symptoms had disappeared dramatically in about one hour after the injection. |
Przykładowe tłumaczenie Bus/Financial
Bus/Financial Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (Turkish) | Tekst docelowy (English) |
---|---|
Madde 15- | Article 15- |
TAŞERON tüm çalışanlarını S.S.K. kapsamına alacaktır. | The SUBCONTRACTOR will include all the employees within the scope of S. S. I. |
. MÜTEAHHİT, TASERON’un SSK’ya olan borclarini odemedigini tespit etmesi durumunda TAŞERON’a hiçbir ihbarda bulunmaksızın TAŞERON’un SSK’ya olan borçlarını kısmen veya tamamen ödeyebilir ve/veya taksitlendirebilir. | In the event that the CONTRACTOR detects that the SUBCONTRACTOR does not pay his debts to S. S. I. |
TAŞERON bu konuda hiçbir itirazda bulunamaz, hak talep edemez. | The SUBCONTRACTOR can make no objection or claim in this regard. |
TAŞERON faturalardaki işçilik oranını tutturabildiği oranda primlerini yatırıcaktır. | The SUBCONTRACTOR will pay premiums in the rate he catches up with the workmanship rate in the invoices. |
Taksitlendirme yapıldığı takdirde taksit tutarlarının tamamı TAŞERON cari hesabından defaten düşülür. | If installments are made, the total of the installment amounts will be deducted from the current account of the SUBCONTRACTOR. |
TAŞERON, kendisinin veya alt yüklenicilerinin çalışanlarının ölümü veya yaralanmasına yol açabilecek kazalar sonucunda meydana gelebilecek dava, mahkeme, talep, masraf, harç ve giderlerden dolayı MÜTEAHHİT ’i muhatap göstermeyecek, her türlü zarar ziyan ve ödentiyi karşılayacaktır. | The SUBCONTRACTOR will not show the CONTRACTOR interlocutor for the litigations, courts, demands, costs, fees and expenses that may occur as a result of accidents that may lead to the death or injury of the workers of himself or his subcontractors, and will cover all kinds of damages and allowances. |
TAŞERON, bu masraflarla ilgili MÜTEAHHİT’e rücu etmeyeceğini şimdiden kabul ve taahhüt eder. | The SUBCONTRACTOR agrees and undertakes that he will not recourse to the CONTRACTOR about these charges, from now. |
Przykładowe tłumaczenie Tech/Engineering
Tech/Engineering Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (English) | Tekst docelowy (Turkish) |
---|---|
5.1. | 5.1. |
General | Genel |
This section covers the minimum design requirements of the protection system. | Bu bölüm, koruma sisteminin asgari tasarım gereksinimlerini kapsar. |
The Contractor shall be responsible to coordinate the parameters of each device, circuit or system within the contract, and to arrive at a totally compatible overall system. | Yüklenici, sözleşme dahilinde her bir cihazın, devrenin ya da sistemin parametrelerini koordine etmekten ve tamamen uyumlu bir genel sisteme ulaşmaktan sorumlu olacaktır. |
The work shall include manufacture, inspection and testing the Manufacturer's works, parking for export, shipment, insurance, delivery to site, installation, electrical connections, testing, commissioning and setting to work the equipment in this section. | Çalışma, İmalatçı’nın çalışmalarının imalatını, muayenesini ve test edilmesini, ihracat için biriktirmeyi, sevkiyatı, sigortayı, şantiye alanına getirmeyi, montajı, elektrik bağlantılarını, test etmeyi, devreye almayı ve bu bölümdeki ekipmanı çalışmaya sokmayı içerecektir. |
Protection relays shall be numeric type. | Koruma röleleri sayısal tip olacaktır. |
Each individual relay shall be provided with manual built-in operational in service test facilities. | Her bir röle için manüel dahili operasyonel hizmet test imkanları sağlanacaktır. |
Relay panels shall be located in the relay room. | Röle panelleri röle odasında bulunacaktır. |
The panels shall be suitable for floor mounting with bottom cable entries and shall be of IP 41. | Paneller alttan kablo girişleri ile zemin montajına uygun ve IP 41 olacaktır. |
Test boxes and plugs shall be installed in the relay panels for all distance and differential relays in order to test these equipment in operation condition. | Test kutuları ve fişler, bu ekipmanı çalışır durumda test edebilmek için, tüm mesafe ve diferansiyel röleler için röle panellerine monte edilecektir. |
The Contractor shall also be responsible in taking into consideration of the feeders and their system which are to be connected at the remote end of the feeders under consideration. | Yüklenici, ayrıca, besleyicileri ve dikkate alınacak besleyicilerin uzak ucuna bağlanacak olan sistemleri dikkate almaktan sorumlu olacaktır. |
(If necessary) | (Eğer gerekirse) |
Turkey
dostępny/a Dzisiaj
November 2024
Sun. | Mon. | Tues. | Wed. | Thurs. | Fri. | Sat. |
---|---|---|---|---|---|---|
27
|
28
|
29
|
30
|
31
|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
7
|
8
|
9
|
10
|
11
|
12
|
13
|
14
|
15
|
16
|
17
|
18
|
19
|
20
|
21
|
22
|
23
|
24
|
25
|
26
|
27
|
28
|
29
|
30
|