Human rights are moral principles or norms that describe certain standards of human behaviour and are regularly protected as natural and legal rights in municipal and international law. |
İnsan hakları, belirli insan davranışı standartlarını tanımlayan ahlaki ilkeler veya normlar olup, ulusal ve uluslararası hukukta düzenli olarak doğal ve yasal haklar olarak korunmaktadır.
|
They are commonly understood as inalienable, fundamental rights "to which a person is inherently entitled simply because she or he is a human being" and which are "inherent in all human beings", regardless of their nation, location, language, religion, ethnic origin or any other status. |
Genel olarak, bir insanın kendisi olduğu için doğal olarak hak sahibi olduğu ve milletine, bulunduğu yere, diline, dinine, etnik kökenine veya başka herhangi bir durumuna bakılmaksızın, “bütün insanın doğasında var olan” devredilemez temel haklar olarak anlaşılırlar.
|
They are applicable everywhere and at every time in the sense of being universal, and they are egalitarian in the sense of being the same for everyone. |
Her yerde ve her zaman evrensellik gözetilerek uygulanabilirler ve herkes için aynı olup herkes için eşittirler.
|
They are regarded as requiring empathy and the rule of law and imposing an obligation on persons to respect the human rights of others, and it is generally considered that they should not be taken away except as a result of due process based on specific circumstances;for example, human rights may include freedom from unlawful imprisonment, torture and execution. |
Empati ve hukukun üstünlüğü ve insanlara başkalarının insan haklarına saygı göstermesi gerekliliğinden kişiler üzerinde bir sorumluluk olarak görülür ve genel olarak; spesifik koşullara dayalı olarak ortaya çıkan sonuçlar haaricinde göz ardı edilmemelidirler: örneğin, insan hakları; yasadışı hapis cezası, işkence ve infaz gibi durumlarda özgürlük gerektirebilir. |
The doctrine of human rights has been highly influential within international law, global and regional institutions. |
İnsan hakları doktrini; uluslararası hukukta, küresel ve bölgesel kurumlarda oldukça etkili olmuştur.
|
Actions by states and non-governmental organisations form a basis of public policy worldwide. |
Devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının eylemleri, dünya çapında bir kamu politikasının temelini oluşturmaktadır.
|
The idea of human rights suggests that "if the public discourse of peacetime global society can be said to have a common moral language, it is that of human rights". |
İnsan hakları fikri, “barış zamanı küresel toplum için halkın ortak bir ahlaki dile sahip olduğu söylenebilirse,bu insan haklarının olduğu” anlamına gelir.
|
The strong claims made by the doctrine of human rights continue to provoke considerable scepticism and debates about the content, nature and justifications of human rights to this day. |
İnsan hakları doktrininin öne sürdüğü güçlü iddialar, günümüzde insan haklarının içeriği, niteliği ve gerekçeleri ile ilgili ciddi bir şüphecilik yaratmaya ve tartışmalara yol açmaya devam ediyor.
|
The precise meaning of the term right is controversial and is the subject of continued philosophical debate; while there is consensus that human rights encompasses a wide variety of rights such as the right to a fair trial, protection against enslavement, prohibition of genocide, free speech or a right to education (including the right to comprehensive sexuality education, among others), there is disagreement about which of these particular rights should be included within the general framework of human rights; some thinkers suggest that human rights should be a minimum requirement to avoid the worst-case abuses, while others see it as a higher standard. |
Hak teriminin tam anlamı tartışmalıdır ve sürekli felsefik olarak tartışmanın konusudur; İnsanların adil yargılanma hakkı, köleleştirmeye karşı korunma, soykırımın yasaklanması, özgür konuşma ya da eğitim hakkı (diğerlerinin yanı sıra kapsamlı cinsellik eğitimi hakkı da dahil olmak üzere) gibi çok çeşitli hakları kapsadığı konusunda fikir birliği olsa da,bu haklardan hangisinin insan hakları genel çerçevesi içinde yer alması gerektiği konusunda ortak bir görüş yoktur; Bazı düşünürler, insan haklarının en kötü durumdaki kötüye kullanımlardan kaçınmak için minimal bir gereklilik olduğunu, diğerleri ise bunun daha yüksek bir standarda sahip olduğunu düşünüyor.
|
In the light of emerging neurotechnologies, four new rights were identified: the right to cognitive liberty, the right to mental privacy, the right to mental integrity, and the right to psychological continuity. |
Ortaya çıkan nöroteknoloji ışığında, dört yeni hak tespit edildi: bilişsel özgürlük hakkı, zihinsel mahremiyet hakkı, zihinsel bütünlük hakkı ve psikolojik süreklilik hakkı.
|