O mnie
- Turkey
- Dołączył ponad 5 lat temu
- sociology, anthropology, philosophy
47
Jednostki tłumaczeniowe
0
Terminy
Główne dziedziny specjalizacji
humanities
social science
sociology
Moje dokumenty
Przykładowe tłumaczenie Sociology
Sociology Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (English) | Tekst docelowy (Turkish) |
---|---|
Sociology is the study of social behavior or society, including its origins, development, organization, networks, and institutions. | Sosyoloji, kaynaklarını, gelişimini, örgütlenmesini, ağları ve kurumları dahil ederek sosyal davranış ve toplumu inceleyen alandır. |
It is a social science that uses various methods of empirical investigation and critical analysis to develop a body of knowledge about social order, disorder, and change. | Sosyal düzen, düzensizlik, ve değişim hakkında temel bilgiler geliştirmek üzere çeşitli deneysel araştırma metotları ve eleştirel analizler kullanan bir sosyal bilimdir. |
Many sociologists aim to conduct research that may be applied directly to social policy and welfare, while others focus primarily on refining the theoretical understanding of social processes. | Pek çok sosyolog sosyal politika ve toplum refahı üzerine direkt etkisi olacak araştırmalar yürütmeyi hedeflerken, diğerleri özellikle teorik anlayış ve sosyal süreçleri yeniden tanımlanması sürecine odaklanır. |
Subject matter ranges from the micro-sociology level of individual agency and interaction to the macro level of systems and the social structure. | Sosyolojinin araştırma öznesi, mikro boyutta birey-özne ve makro boyutta sistemlerle ve sosyal yapıyla ilişkisi arasında konumlanır. |
The traditional focuses of sociology include social stratification, social class, social mobility, religion, secularization, law, sexuality and deviance. | Sosyolojinin geleneksel odakları; sosyal tabakalaşma, sosyal sınıf, sosyal hareketlilik, din, sekülarizasyon, cinsellik ve sapkınlık konularını içerir. |
As all spheres of human activity are affected by the interplay between social structure and individual agency, sociology has gradually expanded its focus to further subjects, such as health, medical, military and penal institutions, the Internet, education, social capital and the role of social activity in the development of scientific knowledge. | İnsan aktivitesinin tüm boyutları sosyal yapı ve birey-özne arasında etkileşim dolayımında etkilendikçe, sosyoloji ilgi alanını sağlık, tıp, askeri ve cezai kurumlar, İnternet, eğitim, sosyal sermaye ve sosyal aktivitenin bilimsel bilginin gelişimi üzerindeki rolü gibi daha uzak alanlara genişletti. |
The range of social scientific methods has also expanded. | Soysyal bilimsel araştırma metodlarının skalası da genişledi. |
Social researchers draw upon a variety of qualitative and quantitative techniques. | Soyal araştırmacılar, çeşitli kalitatif ve kantitatif tekniklere yönelirler. |
The linguistic and cultural turns of the mid-twentieth century led to increasingly interpretative, hermeneutic, and philosophic approaches towards the analysis of society. | 20. yüzyılın ortalarında dil bilimsel ve kültürel dönüşler, gittikçe artan yorumlamacı, yorumsamacı ve felsefi yaklaşımların toplum analizinde kullanılmasına yol açtı. |
Conversely, the end of the 1990s and the beginning of 2000s have seen the rise of new analytically, mathematically and computationally rigorous techniques, such as agent-based modeling and social network analysis. | Tersine, 1990'lar sonu ve 2000lerin başı ajan tabanlı modelleme ve sosyal ağ analizler gibi yeni analitik, matematiksel ve bilgisayarsal titiz tekniklerin yükselişini gördü. |
Przykładowe tłumaczenie Humanities
Humanities Przykładowe tłumaczenie
Tekst źródłowy (English) | Tekst docelowy (Turkish) |
---|---|
Class consciousness, as described by Georg Lukács's famous History and Class Consciousness (1923), is opposed to any psychological conception of consciousness, which forms the basis of individual or mass psychology (see Freud or, before him, Gustave Le Bon). | George Lukacs tarafından ünlü Tarih ve Sınıf Bilinci (1923) kitabında tanımlanan sınıf bilinci, bireyin ya da kamunun psikolojisini kuran 'bilinç'in her türlü psikolojik kavramsallaştırılmasının karşısında yer alır (bkz. Freud, ya da daha öncesinde Gustave Le Bon). |
According to Lukács, each social class has a determined class consciousness which it can achieve. | Lukacs'a her sosyal sınıf gerçekleştirebileceği bir belirlenmiş sınıf bilincine sahip. |
In effect, as opposed to the liberal conception of consciousness as the basis of individual freedom and of the social contract, Marxist class consciousness is not an origin, but an achievement (i.e. it must be "earned" or won). | Aslında bireysel özgürlük ve toplum sözleşmesini temel alan bilincin liberal kavramsallaştırılmasına karşı yer alan Marksist sınıf bilinci bir köken değil ama bir başarı ifade eder (örneğin "hak edilmesi*" veya kazılması gerekir.) *earn kelimesi para kazanmak anlamında won ise sadece (örneğin yarış) kazanmak anlamında olduğundan earn kelimesinin hak edilmesi, bir şeyin karşılığında verilmesi temeline atıf yapılmış. |
Hence, it is never assured: the proletariat's class consciousness is the result of a permanent struggle to understand the "concrete totality" of the historical process. | Bundan ötürü, asla güvence altında değildir: prolateryanın sınıf bilinci tarihsel sürecin "somut bütünselliği"ni anlamaya yönelik kalıcı bir mücadelenin sonucudur. |
According to Lukács, the proletariat was the first class in history that may achieve true class consciousness, because of its specific position highlighted in the Communist Manifesto as the "living negation" of capitalism. | Lukacs'a göre, prolaterya Komünist Manifesto'da kapitalizmin "olumsuzlanma"sı olarak vurgulanan özel konumu sebebiyle tarihte doğru sıınıf bilincine ulaşan ilk sınıf olacaktır. |
All others classes, including the bourgeoisie, are limited to a "false consciousness" which impedes them from understanding the totality of history: instead of understanding each specific moment as a portion of a supposedly deterministic historical process, they universalize it and believe it is everlasting. | Tüm diğer sınıflar, burjuva da dahil olmak üzere, onları tarihin bütünselliğini anlamaktan yoksun bırakan "yanlış bilinç"le sınırlanmışlardır: tüm özel anları tarihsel sürecin deterministik bir parçası olarak görmek yerine, onu evrenselleştirir ve ebedi olduğuna inanırlar. |
Hence, capitalism is not thought as a specific phase of history, but is naturalized and thought of as an eternal solidified part of history. | Bundan ötürü, kapitalizmin tarihteki spesifik bir aşama değil, olağan ve tarihin sonsuza dek sürecek katılaşmış bir parçası olduğu düşünülür. |
Says Lukács, this "false consciousness", which forms ideology itself, is not a simple error as in classical philosophy, but an illusion which cannot be dispelled. | İdeolojinin kendisini oluşturan bu "yanlış bilinçlenme", klasik felsefedeki basit bir yanlıştan ibaret değil, kırılamamış bir ilüzyondur der Lukacs. |
Marx described it in his theory of commodity fetishism, which Lukács completed with his concept of reification: alienation is what follows the worker's estrangement to the world following the new life acquired by the product of his work. | Marx kendi teorisinde, Lukacs'ın şeyleştirme kavramıyla tamamladığı, mal fetişizmini betimler: yabancılaşma tarafından takip edilen işçinin dünyadan soyutlanması, çalışmasının ürününün sağladığı yeni hayat tarafından takip edilir. |
The dominant bourgeois ideology thus leads the individual to see the achievement of his labour take a life of its own. | Egemen burjuva ideolojisi bireyleri kendi emeğinin getirdiği başarısının kendi yaşam biçimini aldığını görmeye yönlendirir. |
Furthermore, specialization is also seen as a characteristic of the ideology of modern rationalism, which creates specific and independent domains (art, politics, science, etc.). | Uzmanlaşma, modern rasyonalizm ideolojisinin özel ve bağımsız alanlar (sanat, politika, bilim vd.) yaratan |
Only a global perspective can point out how all these different domains interact, argues Lukács. | Lukacs; sadece global perspektifin, tüm bu farklı alanları nasıl ilişkiye soktuğuna işaret ettiğini söyler. |
He also points out how Kant brought to its limit the classical opposition between the abstract form and the concrete, historical content, which is abstractly conceived as irrational and contingent. | Aynı zamanda Kant'ın soyut form ve soyut olarak akıl dışı, rastlantısal olarak algılanan somut tarihsel içerik arasında klasik karşı çıkışı nasıl sınırlandırdığına işaret eder; |
Thus, with Kant's rational system, history becomes totally contingent and is thus ignored. | Kant'ın rasyonal sistemiyle birlikte, tarih tamamen tutarlı ve gözden kaçırılmış olur. |
Only with Hegel's dialectic can a mediation be found between the abstract form and the abstract notion of a concrete content. | Yalnızca Hegel'in dialektiğiyle somut içeriğin soyut formu ve somut içeriğin soyut kavramı arasında bağlantı kurulabilir. |
Even if the bourgeois loses his individual point of view in an attempt to grasp the reality of the totality of society and of the historical process, he is condemned to a form of false consciousness. | Burjuva kendi kişisel bakış açısını toplumun ve tarihi sürecin bütünselliğini anlamak üzere kaybetse dahi, hala yanlış bilinçlenmenin bir formuna mahkumdur. |
As an individual, he will always see the collective result of individual actions as a form of "objective law" to which he must submit himself (liberalism has gone so far as seeing an invisible hand in this collective results, making capitalism the best of all possible worlds). | Birey olarak, bireysel eylemlerin toplumsal neticesini her zaman kendini "objektif yasa"ya adamanın bir formu olarak görür (liberalizm toplumsal neticelerin sebebinde görünmez bir el görmek kadar ileri gider, bu da kapitalizmi tüm olasu dünya tasavvurlarının en iyisi olarak sunar). |
By contrast, the proletariat would be, according to Lukács, the first class in history with the possibility to achieve a true form of class consciousness, granting it knowledge of the totality of the historical process. | Zıt olarak Lukacs'a göre prolaterya bilgiini tarihin bütünselliğine bağlayarak sınıf bilincinin doğru biçimini kuran tarihteki ilk sınıf olacaktır. |
The proletariat takes the place of Hegel's Weltgeist ("World Spirit"), which achieves history through Volksgeist ("the spirit of the people"): the idealist conception of an abstract Spirit making history, which ends in the realm of Reason, is replaced by a materialist conception based not on mythical Spirits, but on a concrete "identical subject-object of history": the proletariat. | Proletarya, Volksgeist ("halkın ruhu") aracılığıyla tarihe ulaşan Hegel'in Weltgeist'ının ("Dünya Ruhu") yerini alır: Akılın diyarında son bulan, tarih inşa eden soyut, idealist kavramsallaştırma olan Ruh, mistik Ruh anlayışına dayanmayan materyalist kavramsallaştırma ile yer değiştirir; ama bu sefer somut "tarihin özdeş özne-nesneleri" olarak: prolaterya. |
The proletariat is both the "object" of history, created by the capitalist social formation; but it is also the "subject" of history, as it is its labour that shapes the world, and thus, knowledge of itself is also, necessarily, knowledge of the reality and of the totality of the historical process. | Prolaterya,hem dünyayı şekillendiren emek olarak kapitalist sosyal oluşum tarafından yaratılan tarihin "nesne"leridir, aynı zamanda da tarihin "özne"neleridir. Bu şekilde zorunlu olarak gerçekliğin ve tarihsel sürecin bütünselliğinin bilgisidir. |
The proletariat's class consciousness is not immediate; class consciousness must not be mistaken either with the consciousness of one's future and collective interests, opposed to personal immediate interests. | Prolateryanın sınıf bilinci doğrudan değildir; sınıf bilinci kişinin kişisel ve doğrudan ilgileri karşısında konumlanan gelecek ve toplu ilgileriyle karıştırılmamalı. |
The possibility of class consciousness is given by the objective process of history, which transforms the proletariat into a commodity, hence objectifying it. | Sınıf bilincinin olasılığı , prolateryayı ürüne dönüştürerek nesneleştiren tarihin objektif süreci tarafından belirlenir. |
Class consciousness is thus not a simple subjective act: "as consciousness here is not the consciousness of an object opposed to itself, but the object's consciousness, the act of being conscious of oneself disrupts the objectivity form of its object" (in "Reification and the Proletariat's Consciousness" §3, III "The proletariat's point of view"). | Sınıf bilinci sadece basit bir öznel eylem değildir: "burada bahsedilen bilinç kendi karşısında duran nesnenin bilinci değildir, birinin bilinçli olma eylemi nesnenin nesne formunu bozar. ( "Şeyleştirme ve Sınıf Bilinci"nde "Prolateryanın Bakış Açısı")????? |
In other words, instead of the bourgeois subject and its corresponding ideological concept of individual free will, the proletariat has been transformed into an object (a commodity) which, when it takes consciousness of itself, transforms the very structure of objectivity, that is of reality. | Başka deyişle, burjuva özne ve ona bağlı ideolojik kavram olan bireysel özgür irade yerine prolaterya bir nesneye (ürün-mal) dönüştü; kendi içinde bilinci aldığı zaman nesnelliğin yapısını, gerçekliğin kendisini dönüştürebilir. |
This specific role of the proletariat is a consequence of its specific position; thus, for the first time, consciousness of itself (class consciousness) is also consciousness of the totality (knowledge of the entire social and historical process). | Prolateryanın özel rolü, özel konumunun bir sonucudur: ilk defa kendi içinde bilinç (sınıf bilinci) aynı zamanda bütünselliğin bilinci haline gelir (tüm sosyal ve tarihsel süreçlerin bilgisi). |
Through dialectical materialism, the proletariat understands that what the individual bourgeois conceived as "laws" akin to the laws of nature, which may be only manipulated, as in Descartes's dream, but not changed, is in fact the result of a social and historical process, which can be controlled. | Dialektik materyalizm yoluyla, prolaterya bireyci burjuvaları Descartes'ın hayalinde olduğu gibi sadece manipüle edilebilen ama değiştirilemeyen doğanın yasalarına akraba olarak gördükleri "yasa"ları, aslında sosyal ve tarihsel sürecin bir sonucu olduğunu dolayısıyla kontrol edilebileceklerini anlayabilir. |
Furthermore, only dialectical materialism links together all specialized domains, which modern rationalism can only think as separate instead of as forming a totality. | Dahası, modern rasyonalizmin sadece ayrık olarak tasavvur edebildiği bir yerde dialektik materyalizm tüm özel alanları birbirine bağlar ve bütünsellik kurar. |
Only the proletariat can understand that the so-called "eternal laws of economics" are in fact nothing more than the historical form taken by the social and economical process in a capitalist society. | Sadece prolaterya sözde "ekonominin ebedi yasaları"nın kapitalist toplumun sosyal ve ekonomik sürecinin tarihsel biçim almış olduğu gerçeğinden daha fazlası olmadığını anlayabilir. |
Since these "laws" are the result of the collective actions of individuals, and are thus created by society, Marx and Lukács reasoned that this necessarily meant that they could be changed. | "Yasa"lar bireylerin toplu eylemlerinin bir sonucu olduklarından ve toplum tarafından yaratıldıklarından beri, Marx ve Lukacs bunun aynı zamanda onların değiştirlebilecek olmaları sonucunu gerektirdiğini akıl ederler. |
Any attempt in transforming the so-called "laws" governing capitalism into universal principles, valid in all times and places, are criticized by Lukács as a form of false consciousness. | Kapitalimi yöneten "yasa"ları tüm zaman ve mekanlarda geçerli evrensel yasalara dönüştürme konusundaki her atılım, Lukacs tarafında yanlış bilinçlenmenin yanlış bir formu olarak eleştirilir. |
As the "expression of the revolutionary process itself", dialectical materialism, which is the only theory with an understanding of the totality of the historical process, is the theory which may help the proletariat in its "struggle for class consciousness". | "Devrimci sürecin kendisinin ifadesi" olarak,tarihsel sürecin bütünselliği anlayışını sağlyana tek teori olarak dialektik materyalizm, prolateryaya "sınıf bilinci mücadelesi"nde yardımcı olabilecel bir teoridir. |
Although Lukács does not contest the Marxist primacy of the economic base on the ideological superstructure (not to be mistaken with vulgar economic determinism), he considers that there is a place for autonomous struggle for class consciousness. | Lukacs Marx'ın ekonomik altyapıyı ideolojik üstyapıya öncellemesine itiraz etmez (bu bayağı ekonomik determist anlayışla karıştırılmamalı), o sınıf bilincine özerk bir yer tasavvur eder. |
In order to achieve a unity of theory and praxis, theory must not only tend toward reality in an attempt to change it; reality must also tend towards theory. | Pratik ve teori araında birliktelik sağlayabilmek için, teori sadece gerçekliği değiştirecek bir atılım olarak yönelimlenmelidir, gerçeklik de aynı zamanda teoriye yönelimlenmelidir. |
Otherwise, the historical process leads a life of its own, while theorists make their own little theories, desperately waiting for some kind of possible influence over the historical process. | Diğer türlü, teorisyenler kendi küçük teorilerini kurarken, umutsuzca tarihsel sürecin üzerinde olanaklı bir etki beklerken, tarihsel süreç kendi yaşamını sürdürür. |
Henceforth, reality itself must tend toward the theory, making it the "expression of the revolutionary process itself". | Gerçekliğin kendisi, "devrimci sürecin kendisinin ifadesi"ni oluşturarak teori olma yolunda ilerliyor |
In turn, a theory which has as its goal helping the proletariat achieve class consciousness must first be an "objective theory of class consciousness". | Prolateryanın sınıf bilincini kazanmasına yardım edecek olan teori öncelikle "objektif sınıf biliçlenmesi" olmalıdır. |
However, theory in itself is insufficient, and ultimately relies on the struggle of humankind and of the proletariat for consciousness: the "objective theory of class consciousness is only the theory of its objective possibility". | Teori kendi içinde yetersiz ancak kesnlikle insanlığın ve prolateryanın bilinç adına mücadelesine sırtını dayar: "sınıf bilinçlenmesinin objektif teorisi sadece objektif olasılık teorisidir". |
Turkey
dostępny/a Dzisiaj
December 2024
Sun. | Mon. | Tues. | Wed. | Thurs. | Fri. | Sat. |
---|---|---|---|---|---|---|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
7
|
8
|
9
|
10
|
11
|
12
|
13
|
14
|
15
|
16
|
17
|
18
|
19
|
20
|
21
|
22
|
23
|
24
|
25
|
26
|
27
|
28
|
29
|
30
|
31
|
1
|
2
|
3
|
4
|
Ostatnia aktywność
Przetłumaczył(a) 37 jednostek/ki tłumaczeniowych/e
z dziedzin: humanities and social science
Para językowa: English - Turkish
Jul 03, 2019
Przetłumaczył(a) 10 jednostek/ki tłumaczeniowych/e
z dziedziny sociology
Para językowa: English - Turkish
Jul 03, 2019