God is a mystery that is experienced best when enlightened. |
Tanrı en fazla aydınlatıldığında tecrübe edilebilen bir gizemdir. |
We can only say that it is good to live in God. |
Biz sadece tanrıda yaşamanın iyi olduğunu söyleyebiliriz. |
It is better to be enlightened than not enlightened. |
Aydınlanmak aydınlanmamaktan daha iyidir. |
Enlightenment is the deeper purpose of life. |
Aydınlanma hayatın daha derindeki amacıdır. |
Through enlightenment, we reach the kingdom of God. |
Aydınlanma sayesinde, tanrı krallığına ulaşırız. |
Enlightenment means inner peace, inner happiness and all-encompassing love for all beings. |
Aydınlanma herkes için, iç huzur, iç mutluluk ve kapsayıcı bir sevgi demektir. |
An enlightened person lives in God. |
Aydınlanan insan tanrıyla yaşar. |
He or she sees God as a kind of light in the world. |
O tanrıyı dünyada bir ışık olarak görür. |
He or she feels God in him or herself and around him or herself. |
O tanrıyı içinde ya da etrafında hisseder. |
He or she feels God as inner happiness, inner peace and inner strength and is aware that he or she is in a higher truth that can only be described as universal love. |
O tanrıyı iç mutluluk, iç huzur ve içteki kuvvet olarak hisseder ve kişi kendisinin sadece evrensel sevgiyle açıklanabilecek daha büyük bir gerçekliğin içinde olduğunun farkındadır. |
In each of the major religions, there are varied definitions of God. |
Her bir ana dinde, tanrının çeşitli tanımları vardır. |
In the religions we also find the personal and abstract term of God. |
Dinlerde tanrının kişisel ve soyut kavramını da buluruz. |
Many enlightened mystics think of God as a person and some others as a higher dimension in the cosmos. |
Aydınlanan gizemlerin çoğu Tanrıyı bir kişi olarak ve diğerleri evrende daha üst bir boyut olarak düşünür. |
In Buddhism and in Hinduism the abstract term of God dominates. |
Budizm ve Hinduizm'de Tanrının soyut kavramı hakimdir. |
In Buddhism, the highest principle is called Nirvana and in Hinduism it’s called Brahman. |
Budizmde, en yüksek ilkeye Nirvana, Hinduizmde Brahman denir. |
Jesus referred to God as father. |
İsa tanrıyı baba diye ima eder. |
Moses referred to God more in an abstract fashion. |
Musa tanrıyı daha çok soyut biçimde ima eder. |
His central definition of God was described with the words “I am.” |
Onun tanrı için merkezi tanımı "Ben" diye tanımlanırdı. |
These words refer to God as a happy state of being where one experiences enlightenment. |
Bu sözler tanrıyı kişinin aydınlanmayı tecrübe ettiği yerde mutlu bir durum olarak ima eder. |
In the words “I am” we find the main way to enlightenment. |
"Ben" sözünde aydınlanmaya ana yolu buluruz. |
People need to develop a cosmic consciousness, a consciousness of the unity of all things. |
İnsanların evrensel bir bilinçlilik geliştirmesi gerekir, her şeyin birliği için bir farkındalık. |
Thus the ego consciousness is lost. |
Bu nedenle ego bilinçliliği kaybolur. |
Then one experiences pure consciousness, is one with everything and can only say: “I am.” |
Sonra kişi saf farkındalığı keşfeder, her şeyle olandır ve sadece "ben" diyebilir. |
He or she cannot say “I am so and so.” |
O "Ben böyle böyleyim" diyemez. |
He or she identifies with everything and everyone and is personally nothing and is simply consciousness. |
O herşeyle ve herkesle tanımlar ve şahsen hiçbir şeydir ve sadece bir bilinçliliktir. |
God as a being who can take action helps us along the spiritual way. |
Tanrı değiştirebilendir ve bize manevi yolda yol gösterir. |
All enlightened beings are an incarnation of God. |
Aydınlanan varlıklar tanrının vücut bulan halidir. |
If you connect with God or an enlightened being daily, you will be lead in the light. |
Eğer tanrıyla hergün iletişime geçersen ya da aydınlanmış biriyle, ışığa yönlendirileceksin. |